Havanın çok güzel olduğu
bir gece, Nasrettin Hoca, bahçedeki kuyudan su çekmeye karar vermiş. Elindeki
kovasıyla beraber kuyunun başına gelmiş. Tam kovayı sarkıtacağı sırada, kuyunun
içinde Ay’ı görmüş:
-
Eyvah!..
Ay kuyuya düşmüş, diye üzülmüş.
Sonra da Ay’ı kuyudan nasıl
çıkaracağını düşünmüş. Aklına kovası gelmiş. Ay’ı
Kova ile çıkarmaya karar
vermiş. Kovayı, ipiyle kuyuya sarkıtmış. Kova, suya değince de, çekmeye
başlamış. Su ile ağırlaşan kova bir süre sonra, kuyunun duvarına takılmış.
Nasrettin Hoca, kovayı ne kadar çekmek istemişse de bir türlü becerememiş. Kan
ter içinde kalmış. Kovanın yukarı gelmemesinin nedenini, Ay’ın ağır olmasına
vermiş. Kovayı, yukarı çekmeyi sürdürmüş. Fakat ipe o kadar asılmış ki, ip
kopmuş. Nasrettin Hoca da, sırt üstü yere yuvarlanmış. Nasrettin Hoca, gözünü
açınca, gökte parıldamakta olan Ay’ı görmüş;
-
Oh,
çok şükür! Epeyce uğraştım, epeyce yoruldum, ama sonunda Ay’ı kuyudan
Çıkarmayı başardım. Bu iş
bütün yorgunluğuma değdi, demiş…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder