9 Temmuz 2013 Salı

İNŞALLAH BENİM HANIM


           Nasrettin Hoca, bir akşam karısı ile konuşurken şöyle demiş:

-       Hanım, yarın hava iyi olursa ormana oduna, açık olursa tarlaya gideceğim.

Hoca’nın karısı bu sözleri duyunca çıkışmış:

-       Efendi, İnşallah de!

Hoca bu sözlere sinirlenmiş.

-       Niçin İnşallah diyeyim ki, hanım. İki işten biri mutlaka olacak, ya o, ya bu.

Ertesi gün, havanın yağmurlu olduğunu gören Hoca ormana gitmek üzere sabah

erkenden koyulmuş yola. Bir süre gittikten sonra yolda bir askere rast gelmiş. Atın üzerindeki asker Hoca’ya seslenmiş:

-       Bana bak baba, Susuz köye nerden giderim?

Hoca, ilgisiz ve isteksiz bir şekilde:

-       Bilmem, demiş.

Asker yoluna devam etmek isteyen Hoca’yı bırakmamış ve elindeki kamçısıyla bir

Kaç defa şiddetle vurduktan sonra bağırmış:

-       Seni gidi hain ihtiyar seni! Bilmezsin ha! Çabuk düş önüme! Sen beni ta o köye

Kadar götüreceksin!

            Hoca bu emri yerine getirmezse başına neler geleceğini düşünerek askerin önüne düşmüş ve hayli uzakta bulunan köye kadar götürmüş. Fakat vakit bir hayli geç olduğu için artık ormana gidememiş. Doğruca evine gelmiş. Kapıyı çalınca karısı içerden seslenmiş:

-       Kim o?

Hoca da suçlu suçlu karşılık vermiş:

-       İnşallah benim hanım, aç kapıyı!..

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder